Cengiz Özkan – A İstanbul Sen Bir Han Mısın

Sazlıklardan havalanan Bir ördek gibi sesin Ürkek, şaşkın, kararsız duyuyorum Ve sen bir gökkuşağı kadar güzelsin Rengarenk ve az sonra gidecek Görüyorum. Ve ben yağmurlar altında Bir yolcu ıslak,yorgun,tutkulu Yürüyorum. Sensiz ben yolumu bulamam Haykırmak istiyorum konuşamıyorum Konuşursam gözyaşlarını beni boğacak Biliyorum, duyuyorum, görüyorum Konuşamıyorum. Bu ayrılık akşamında Sen sustuğuma bakma Konuşmaya gücüm yok beni…

Cruisin’ on my belly all night long, you gotta hold on You gotta hold on, you got a rattlesnake I’m a rattlesnake

Sıradan bir gün gibiydi Nerden bilirdim Dağıttın beni Sen bir bakışta Elimi ilk tuttuğunda Laf lafı açtığında Götürdün beni Çok uzaklara Hangi gece başladı saate hiç bakmadım Bir şarkı seçtim sana dinlettim telefonda İçiyorum yine yalnız çaresizim yapayalnız İçiyorum yine yalnız çaresizim yapayalnız Bak şimdi ne oldu Kadehim boş bu son sigara Bir seni bitiremedim…

kırk yaşımdan sora köşkü sarayı verecekmiş bana kendinin olsun ömür boyu ezim ezdiren merhamete gelmiş hiç gelmez olsun neye yarar artık iş işten geçti bitmez dedigimiz sevdalar bitti ömür bir hızınan geldi de geçti seneler asırlar kendinin olsun yar dedim yara açtı bagrıma tuzlar ekti benim yaralarıma güller ekecekmiş gönül bagıma lalesi sümbülü kendinin olsun…

indim maden ocağına kara elmas diyarına yeryüzü sıcak olsun diye dost yıllar boyu kazma salladım buskunca bu zindanda çocuklarım gülsün diye dost oysa bizim evde gülen yok yürü derler yürü derler açlığa yürü derler kara elmas tabut olmuş gerekirse ölün derler günü gelir utanmadan ağlaşana gülün derler yalanlara artık sabrım yok bugün maden ocağına kara…

Martha, I wish you were just teasin’ me When you tell me we have to part I don’t mind the way that you’re makin’ me crawl Or the footprints you put on my heart Martha, I love you as no other man Could ever have love for his wife Before I disgrace you by causing…