Naşide Göktürk – Aşka Nifak

Artık cenneti de sensin, cehennemi de sensin içimdeki

Kıyısızlığın kavuşmalarda umutsuzmuş bazen

Ayrılmakta varmış senden onu da yaşadım

Yaşayamam sanırken aldatmakta varmış seni aldattığımın

Kalbim olduğunu bile bile kendi yalnızlığıyla geçinip

Giden oldum anlayacağın uyuyup uyanan giyinip soyunan

Bazı şeyler eskimiyor ne kadar istesende ne kadar

Hissetmesende içinde bir yer kalıyor daima kanamalı bir

Yara gibi derken bir yağmur gibi yağıyor anılar beklenmedik

Bi anda sağnaklarına tutuluyorsun gözlerinin dudağında

Bi şarkı kırık dökük ellerine vuruyor hayat,

Ellerinde tutamadığın aşka nifak sokar gibi

Seni daha çok yaralıyor zaman umuduna inat

İtirafları susuyor yüreğinin faydasız inen bi akşamda

Kabulsüz bir dua vakti oluyor geceler yastığında

Ne yana dönsen sevdan başucunda

Ne yana dönsen, sen senin karşında mahçup

Onaramadığın yerlerinle yine kendinle baş başa kalıyorsun

Ve öğreniyorsun yalnızlığı, her gün biraz daha fazla

Uçurtmasız bir gökyüzünde gözlerin maviye çalıyor

Susuyor sevda kendini

Radyoda haberler, ne kadar yabancı artık bu şehir sana

Vuruyor sevda kendini

Gizlenemediği yüreği dar buluyor

Bir yolculuk başlıyor sessizce içinde tebessüm rengi

Bir yolculuk başlıyor dönüş yok geri

Belki de hiç yoktun öncesinde sen

Belki bendim seni kendi adıma sevdiren

Ayrı kıyılarda göz kırparken yıldızlar birbirlerine

Belki de bendim onları senin gözlerine benzeten

Acı bir gülümseyişle takındım mutluluğu üstüme belki

Yüzümün bir yanı ile ağlayıp diğeri ile umutlandım aşka ben

Gizli bir evcilik oyununa kaptırdım kendimi

Uslanmadım hala seni tek başıma sevmekten

Makyajımı tazelediğim aynalarda özledim gözlerini

Gönlümün sevgilisi gözlerini

Aynalarda öptüm en kırmızı rujumla bendeki suretini

Asi bir sevdanın halkasını taktım parmağıma

Asi bir sevdanın zincirini boynuma da ben taktım

Sana gelen yollarda kaldım

Sana yazdığım mektubu da ben yaktım

Usanmadım hala seni satır satır sevmekten

Sarhoş olup bağrımda naralar ağıtlar yaktım

Kırk gün kırk gece süren düğünler gibi seni ağladım

Duvarlarına yazdım şiirlerimi geçmediğin sokakların

Sevinçle suladım çiçeklerimi sensizliğimin sabahlarında

Hiç kaybetmedim umudumu kelebekler besledim yüreğimde

Hasreti okşayarak

Uslanmadım hala seni yana yana sevmekten

Belki de hiç yoktun öncesinde sen

Çiçeklenmesi yüreğimin sözlerinde değildi belki

Sakladığım fotoğraflarda sen değilsin belki

Yanlış tetikte beklemişim aşkım ben seni

Yanlış sevmişsin ya da sen beni

Şimdi gidiyorum ardımda kalanları bir bir yakarak

Şimdi gidiyorum geldiğim yollardan yalınayak

Karanlık sözler kaldı aklımda

İstersen sen başla ağlamaya

Pişman olacak hiçbir şey kalmadı bana

Similar Posts

5 Comments

  1. Geri bildirim: Pingback
  2. Geri bildirim: Pingback
  3. Geri bildirim: Pingback
  4. Geri bildirim: Pingback
  5. Geri bildirim: Pingback

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir