Kolera – Monotonluk Maratonu

Benimle kal

Hevesim kursağımda takılı kaldı

Gözlerim telaş timsali her ölenle ağladı

Pervasız tenin gözümü aldı komada martı

Lodos mağduru melteminle ayıldı ve yalnız uyandı

Suskunluğum minnetimdi, yokluğun varlığı kanattı

Kendimi limana bağladım uçarı aklım halattı

Karaların ve kesin seçimin bütünü eşittir hayattı

Bacaklarım kırıldı adın koluma kanattı (kanat)

Burun buruna geldim seni bulmak için her belayla

Düşündüm 3 yıl arayla, küs mü Mecnun Leyla’ya?

Bacaklarımı sarkıtırım dalga çarpar ayağıma

Beyaz saçların akasya çalmış kokunu lavanta

Vadeli yıllar karanlıktan korkmayı sana yasaklatır

20 senede uzayan saçı küçük bir bit makaslatır

2 çocuğum olsa aklım salıncakta sallanır

Büyümek istemiyorum annem babam yaşlanır

Saçının teli kopmasın, korkarım Allah muhafaza

Şerefine izin verdim bugün kalbimdeki her muhafıza

Ziyarette evliya dedim fark etmelerini sağla

Buz gibi karaya vurmuşum, bulmuş sahil muhafaza

Tanrım yıllar günaha soktu, gel de içimi filtre et

Yıkılır bendim ilk tayfunda yağmurun işi çiselemek

Sineğin yalısı her papatya yüzünden çirkin çiçek

Çıkışmıyor param melek, yürüyerek geliyorum sabret.

Bırak, yine başa döndü bu dünya

Yine sona sardı aynı kaset, bıktım

Bu monotonluk maratonu. Onu tanı

İçine düşünce koştur

Derin bir denizin dibine çökmüş bir hazine aşk denen

Gafilen bir av olur aniden. Bir kalp ve diğeri hükmeden.

Benden uzakta olsun derdim körpecik çocukken.

Gücümü toplamam gerekti aldanışımı yaşarken

Kıvranışımı seyreden melekler gibidir sükunet

Tam kendimi toplamışken önüme çıkar hayalet

Ve korku içime hücmederken korkup kaçar cesaret

Felaket sarsılışımı izler, cesede çevirir esaret

Yardım et, bir iğne vur ve sönsün acımın yangını

Güneş su olsa, yağmur kurusa ayıltamaz bu baygını.

Çok zorladım şansımı ve yatıştırdım hırsımı.

Yaşama kafa tutarken kafamı kırdı cadının tılsımı

Hileden uzak bu adama sille vurma yazıktır.

İlle çile mi çekmem lazım? Nurum yüzüme dargındır

Bil de gerisi mühim değil, sevgim sana özel ve saftır

Bugüne dek işlediğim günaha istirhamım tek bir aftır.

Dökmek ister içini içim, anlatmalı mı biçim biçim?

Her neşe, bir içim ve içlenişime direnişim.

Ben yürüdükçe kalır izim, bitmek bilmez pembe dizim.

Yüzüm her resimde karanlık, karamsar bir çizim.

Similar Posts

6 Comments

  1. Geri bildirim: Pingback
  2. Geri bildirim: Pingback
  3. Geri bildirim: Pingback
  4. Geri bildirim: Pingback
  5. Geri bildirim: Pingback
  6. Geri bildirim: Pingback

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir