Bulutsuzluk Özlemi – Hafıza

Hafızalar zayıflamış Yaşananlar unutulmuştu Kriz her zaman Kapıda denmiş Fakat her nedense Karlar yükselmiş Sonra şiman biri çıkıp Ben zenginleri severim Demişti Boyalı ucuz Gastelere bakıp Yarışmalar Turnikelere kanıp Gece aç yatıp Tok kalkılamaz ki Ne yapmalı Nasıl yapmalı Günler gelip geçerken Bir türlü algılanamadı Oysa Üretenlerin Ellerinde yükselir dünya Tek başına olmadıkça Tek başına…

Ezginin Günlüğü – Fincana Kahve Koydum

Ay nerde doğsa oradaydık Dallarda zerdali çiçekler Savrulup gider rüzgar esince Bütün bir bahar böyle geçti Anlardım aklından geçenleri Sustukça konuştuk sanki Sevdaymış meğer o içimizde Yıllardır uyuyan deli Sessizlik sensin geceleri Fincana kahve koydum gel Bugün şeytana uydum gel Ay doğdu dağın üstünden aman aman Dallarda beyaz çiçekler Dağıldım gecenin karasına Artık kimse kıramaz…

Toprak – Yaralandım

Sevdan aldı beni benden yaraladı yüreğimden Geçer zaman biter ömür yaralandım yüreğimden Bilmem ki neylesem bilmem ki ne söylesem Garip gönlümü alıp gitsem yaralandım yüreğimden Garip başımı alıp gitsem yaralandım yüreğimden Sevdan bana aman vermez heder oldum yüzüm gülmez Ocağımda duman tütmez yaralandım yüreğimden Bilmem ki neylesem bilmem ki ne söylesem Garip gönlümü alıp gitsem…

Niran Ünsal – Hangimiz Sevmedik

Hangimiz düşmedik kara sevdaya Hangimiz sevmedi çılgınlar gibi Hangimiz bir kuytu köşe başında Bir vefasız için yol gözlemedi Herkesten bir anı saklar bu yollar Herkesin acısı sevgisi kadar Güzelmiş çirkinmiş ne fark eder ki Deli gibi sevmek ruhumuzda var Aşığın gözü kör kulağı sağır Doğruyu yanlışı ondan görmedi Yakıldı yıkıldı yinede sevdi Ah o vefasızlar…

Rapozof – Bıktım

Bekledim,drama döndü sözlerim,özlemim, Eridi günlerim ,boş baktı,gözlerim içimde kopar fırtına çığlıklar fısıldar Gidiyorum işte, yanıma aldım onca resim Konuştum kendimle,dedim delir Yıkıldım ihanetle ardı gelir Sefil bir bedenim var,berduşça suratlar Bana bakar oldu, dolu kafam soru sorma Failimsin olay yerinde parmak izini bırakma Karanlık gökyüzü, bu yüzü bir daha görmeyeceksin Sövmeyeceksiniz görünmezim artık hayaletim Felaketim…

Yusuf Hayaloğlu – Vuruldu Bir Uçurum Derinliğinde

Vuruldu bir uçurum derinliğinde Yaylada bir seherin serinliğinde Avcıdan yarasını gizlercesine Çığlıgını gömerek devrildiginde Vuruldu ciger parem kanlar içinde Vuruldu yürek yarem kanar içimde Mavzeri baş ucunda dağ yamacında Parmağı donup kalmış tetik ucunda Sabahsız bir uykuya dalarcasına Beyaz bir çiğdem açmış kanlı saçında

Seyfi Doğanay – Onun Olsun

kırk yaşımdan sora köşkü sarayı verecekmiş bana kendinin olsun ömür boyu ezim ezdiren merhamete gelmiş hiç gelmez olsun neye yarar artık iş işten geçti bitmez dedigimiz sevdalar bitti ömür bir hızınan geldi de geçti seneler asırlar kendinin olsun yar dedim yara açtı bagrıma tuzlar ekti benim yaralarıma güller ekecekmiş gönül bagıma lalesi sümbülü kendinin olsun…