Zeki Müren – Kara Rıhtım

Saçların günah koksa Kirpiklerin ihanetten dökülse Tırnaklarından yabancı ellerin soğukluğu süzülse Rıhtımda bekleyenin benim Yaşarken bahçen Göçünde mezarın kalbimdir derdin İçine gömmek için mi kıydın bana Hiç gelmesen de bekleyeceğim Güvertelerde uçuşan nice el var Bana da bir siyah mendil sallayan olur Bir gün yanlışlıkla Seni saadet kuşlarının kanadı getirmişti Leylek gagalarında yaban ülkelere göçesin…

Aşkın Nur Yengi – Hiç Ummazdım

Seni yıllarca ellerin üstün de tuttum da ne oldu Unuttun beni sonunda Beni amansız, beni zamansız ayrılıklara ittin Terkedip gittin beni Beni amansız, beni zamansız yalnızlıklara ittin Terkedip gittin beni Bilseydim sana böyle davranmazdım yar Şaşırdım bunu senden hiç ummazdım yar Bilseydim sana böyle katlanmazdım yar Utandım bunu senden hiç ummazdım yar Sana ne yaptım,…

Karacaoğlan – Gönül Kuşu Kalktı Uçtu Havaya

Gönül kuşu kalktı uçtu havaya İn gönül dedim de indiremedim Aşıp aşıp gider karlı dağlara Dön gönül dedim de döndüremedim Huma kuşu gibi yüksek uçarsın Pervaz vurup tercüman’ı geçersin Bin bir türlü dala konup göçersin Gönül sana mekan bulduramadım Aleme sultansın vezirsin kendin Aç dedim açmadın ak göğsün bendin Yad ellere gönül verdin de döndün…

Kahraman Tazeoğlu – Nota

dudağında kırmızı bir notayla şarkılar dokuyorsun sağırlığıma “hani gitmesen diyorum hani gitmesek diyorum” gitme sisli ülkemin çığlık notası damarımda patlayan kırık şiirim sen aşkın ana dilisin kalabalıktan yalnızlık yapma becerimsin hayatın solfejini öğretip notasız coğrafyalara çalmışlar seni kendi cümleni kuramıyorsun kenti dudaklarımdan öpemiyorsun yetişin bütün geç kalmalara iklimler biriktirdin kanına tenha(sızım) aşk hep yazdan kalma…