Cansu Koç – Gönül

Nedir bu çektiğim senden Gönül derdin hiç bitmiyor Yediğin darbelere bak Bu da mı sana yetmiyor gönül Her çiçekten bal alırsın Her gördüğünle kalırsın Sen kendini ne sanırsın Belki bir gün uslanırsın gönül Uslan artık deli gönül Bak gelip geçiyor ömür Uslan artık deli divane gönül Dünya sana kalır sanma Geleceği dünden sorma Her gün…

Sansar – Değişik

Sansar Yabancıyız biz ansızın gelen tabancamız hazır Yalancının nasıl asılsız ansızın kasılmış Bu hiphop işi benim 04’e geri gidin Bayağı oldu ilerledin geri gelen geri gelir Şimdi rapçiler nasılda oldu geldiler bak Ritme güvenmeyen ritmi bilmeyen şairler Kim oynadı haince top oynadı caddende Yok aslanım her yerde bu yetenek yer vermez Şimdi party verin hiphop…

Tual – Pencere

Ne geceler ne gündüzler gördüm En vazgeçilmez yeminlerden döndüm Görmedim senin gibi sevmedim hiç kimseyi Yapayalnızım şimdi unuttum gülmeyi Ne sevdalar ne ümitler gömdüm Aşkı yalansız duygulardan ördüm Görmedim senin gibi sevmedim hiç kimseyi Yapayalnızım şimdi unuttum gülmeyi Sen vaktinden çok sonra gelen Sevdalı bir yağmur gibisin Çisil çisil gözlerimden Sen çıldırmış şairlerin Titreyen mısralarında…

Tayfun – Mevlam

Ne güzel yaratmış sene yaradan Afet-i devranım sen safa geldin Ayırdılar beni kaşı karadan Zülfü perişanım sen safa geldin Bu gözlerim seni görünce melek Didelerim ruşen eyledi felek Ruz ile şeb Hak’tan eylerdim dilek Güzeller sultanım sen safa geldin Beni Mecnun etti ol saçı Leyla Bana aşkı veren Hazret-i Mevla Derdimen Dertliya durma kan ağla…

Yeni Türkü – Beyazıt Meydanı’ndaki Ölü

Bir ölü yatıyor Ondokuz yaşında, bir delikanlı Gündüzleri güneşte, geceleri yıldızların altında İstanbul’da, beyazıt meydanı’nda Bir ölü yatıyor Ders kitabı bir elinde Bir elinde başlamadan biten rüyası Bindokuzyüzaltmış yılı nisan’ında İstanbul’da, beyazıt meydanı’nda Bir ölü yatıyor Vurdular Kurşun yarası kızıl karanfil gibi açmış alnında İstanbul’da, beyazıt meydanı’nda Bir ölü yatacak, toprağa şıpşıp damlayacak kanı Silahlı…