Mirkelam – Mirkelam’ın Önerisi

Ooo canım aman Tertemiz bir dünya için Sabah akşam fırçala Mirkelam’ın önerisi Çalkala çalkala Mutluluğun reçetesi Keman ile darbuka Doktorların önerisi Çalkala çalkala Erkek kadın çoluk çocuk Erisin buzlar haydi kızlar Bundan böyle yek vücut Sağlam kafa sağlam vücut Tamam oluyor tamam gerisi yalan aman aman Doktorlar delileri test etmek istemişler Akıllananları bırakacaklarmış Duvara kocaman…

Seksendört – Gözün Doysun

Son kez söylüyorum bu bir ihtar Beni kaybedersen kaç kendini kurtar Bu kadar zorlamaya can dayanır mı? Su bendine, yar aşkına, sana kim tapar? Sabaha karşı saat dört evimdesin. Yapacaklarımı bilirsin, deli misin ? Gidecek misin ? Toplayıp gitmeden bütün eşyalarını Son bir kez daha düşün, emin misin ? Yanına aldıkların çocuk huyu Suratıma kapama…

Mazhar Alanson – Bu Ne Biçim Hikaye Böyle

Bu ne biçim hikaye böyle hasta mısın nesin bana söyle Gel gidelim güneylere yenilenip dinlenmeye Deliyim ben aslında senin gibisin sevmekle deli Basarisiz olduysan oldun yikma kendini zaten yorgunsun Ya bu deveyi güdersin ya bu diyardan gidersin Ya vazgeçer unutursun yada yolun açık olsun hadi Bu felek kimine kavun kimine kelek yedirdi Sevinip de şımarınca…

Pamela Spence – Gerçek Aşkım

konuşmaya aslında hiç gerek yok konuştukça azalır sevgimiz çok daha paylaşmaya çalıştığımız aşkımız iki şehir arası bir cep telefonunca oldurulmuş!! sevişmeye bile hiç vaktimiz yok illaki solumak mı gerek o kirli ortamları? birleştiren bir gecenin ardından gelen güneş bizi hep mi parçalara ayırmalı? tanımadan girdiğim ilişkiler gerekli olduğunu sanmak istediğim geceler! en yakınımda bulundurduğum düşmanlarım…

Murat Göğebakan – Namus Belası

Düştüm maphus damlarına Öğüt veren çok olur Toplasam o öğütleri Burdan köye yol olur Ana baba bacı gardaş Dar gönlüme el olur Namus belasına gardaş Döktüğümüz kan bizim Biz hepimiz turhalıyız Biz bize benzeriz Yüz bin kere tövme eder Gene şarap içeriz At bizim avrat bizim Silah bizim şan bizim Namus belasına gardaş Yattığımız dam…