Seksendört – Gözün Doysun

Son kez söylüyorum bu bir ihtar Beni kaybedersen kaç kendini kurtar Bu kadar zorlamaya can dayanır mı? Su bendine, yar aşkına, sana kim tapar? Sabaha karşı saat dört evimdesin. Yapacaklarımı bilirsin, deli misin ? Gidecek misin ? Toplayıp gitmeden bütün eşyalarını Son bir kez daha düşün, emin misin ? Yanına aldıkların çocuk huyu Suratıma kapama…

Mazhar Alanson – Bu Ne Biçim Hikaye Böyle

Bu ne biçim hikaye böyle hasta mısın nesin bana söyle Gel gidelim güneylere yenilenip dinlenmeye Deliyim ben aslında senin gibisin sevmekle deli Basarisiz olduysan oldun yikma kendini zaten yorgunsun Ya bu deveyi güdersin ya bu diyardan gidersin Ya vazgeçer unutursun yada yolun açık olsun hadi Bu felek kimine kavun kimine kelek yedirdi Sevinip de şımarınca…

Pamela Spence – Gerçek Aşkım

konuşmaya aslında hiç gerek yok konuştukça azalır sevgimiz çok daha paylaşmaya çalıştığımız aşkımız iki şehir arası bir cep telefonunca oldurulmuş!! sevişmeye bile hiç vaktimiz yok illaki solumak mı gerek o kirli ortamları? birleştiren bir gecenin ardından gelen güneş bizi hep mi parçalara ayırmalı? tanımadan girdiğim ilişkiler gerekli olduğunu sanmak istediğim geceler! en yakınımda bulundurduğum düşmanlarım…

Murat Yılmazyıldırım – Alma Beni Ölüm Meleği

Ağlar yelken suya düşer Dalgalar büyür düşüm biter Alma beni ölüm meleği Öper aşık mavi yeli Ağlar yelken üşür düşüm Acım büyür kanar iki gözüm Alma beni ölüm meleği Kovacak şeytan tüten rengi Ağlayışlar ak varoluşlardır Beni uyandıran kara korkulardır Ağlar yelken içime düşer Düşler uyur kuşlar döner Alma beni ölüm meleği Ararım hergün doğduğum…