Karabükün treni Gelinde yavrun sen oyna Hem ileri hemde eri vay vay Yıkılası fabrika vay vay Gelinde yavrun sen oyna Dul koydun gelinleri Kaya dibi buz gibi Gelinde yavrun sen oyna Sular içtim buz gibi vay vay Boşanda gel kocandan Gelinde yavrun sen oyna Kabulumsun kız gibi vay vay…
Geri gelmiyor giden günlerim Boşa ağlamak ümitlerle avunmak Çözüm değil bir vefasız için ömrüne kıymak Uğruna kul olmak Yalan yalan yalan yalan unuttum seni Yalan uykusuz geceler yalan çektiğim çileler Yalan kurduğum hayaller yalan unuttum seni Yalan ölümsüz sevgiler yalan ağlayan gözler Yalan söylediğim sözler yalan unuttum seni
Written by Joan Osborne & Louie Perez Can you see me rising since your disappearance safe to say That I’ve regained myself Sleeping like a baby still I wonder maybe If we’ll ever Meet up somewhere else I’m bouncing you a message Off the night sky You’ll get it in a while How you walk…
Ayrılığın yükü ağır taşıyamayız sevgilim Bizi deli eden aşkı unutamayız sevgilim Bensiz mutlu olamazsın anılardan kaçamazsın Seni yalnız ben anlarım başkasıyla olamazsın Ben aşığım sende öyle bir gururla çekip gitme Seviyorum diye diye ayrıldık ne diye Gidersen sana gelemem darılıp sana küsemem Seni kimseye soramam aşkımız bitti diyemem Sen o çok sevemediğim ağlayıp gülemediğim Bırakıp…
Kalınca sebepsiz bir başıma Hatıralar beynimde dans ediyor Günahlarım dizilip bir bir karşıma Sanki birer birer intikam alıyor Yüreğimden zincire vurulmuşum Anılar, her bir halkayı bağlıyor Ben duygularımın esiri olmuşum Hatalar yalan duygularda başlıyor Sen de benim hatalarımdan birisin Sen en büyük günahların bedelisin Senin için harcanan zamana yazık Sen en güzel duyguların katilisin İstemem…
Rüzgarsız, bulutsuz Yelkensiz, umutsuz Dümensiz, nedensiz Geliversem olmaz mı? Uçsuz, bucaksız Adasız, limansız İnsansız, imkansız Geliversem olmaz mı? Delice düşünceli tutup kendi elimi Bir küçük çocuk gibi geliversem olmaz mı? Olmaz mı? Bir denli densiz Nedenli, nedensiz Kararsız, zararsız Geliversem olmaz mı? Dalgalı, sevdalı Lodoslu, poyrazlı Bir kışlı, bir yazlı Geliversem olmaz mı? Delice düşünceli…
Say, oh, say my faithful seraph where to find some peace my languid heart is so heavy and my whisper can’t break through the still Sundown brings no sleep and in my eyes sets no morning Oblivion that’s all I’m asking for Oblivion the poisoned gift of gods The silken meadows rock so softly while…
Dr. Octagon, please come to the office, come now Oh fuck! Patient just died in room 105 Cirrohsis of the eye Nurse come in, please where are you? Fuck it he’s dead Oh shit there’s a horse in the hospital!
Kaldırsam perdeyi döksem suçunu Acep bu işime ne dersin dünya Fısk u fesat kaplamıştır içini Bu çirkin huyları nidersin dünya Dünyaya gelmemde maksat ne idi Bir sadık dost bulup dem sürme idi Arzum bir güler yüz gülmem idi Istırapla dolu kedersin dünya Nice zenginlerin çarkı çevirdin Nice kahramanı teptin devirdin Bunca fakirleri kastın kavurdun Herkese…
İniyorken yavaş yavaş Üstüme gecenin perdesi, Dolaşır benimle her an Boş sokakları hayalin. Elimde değil unutamadım, Unutulur değil. Hiç mi kalbine mi erişemedim? Bile bile yalandı söylediğin, Bile bile bu sözlerin Nasıl için bir an bile acımaz? Nasıl olur yüreğin taş gibi?