Efkan Şeşen – Gözleri Hala Çocuk

Adressiz yolculuklar matarasında Sırt çantasında yalnızlığı Naftalin kokuyor türküleri unutulmuş zamanlardan Gözleri hala çocuk Geleceği anılarında arayan Dağ gibi yaralı nehirler gibi durgun Düşbaz türküler taşıyor gün bitimi şafaklarda Gözleri hala çocuk Kimliksiz kentlerin sürgünü Tuzdan geçiyor yüreği üstünden Şehirler uyanıyor ardından Gözleri hala çocuk…

Zülfü Livaneli – Boz Atlı Hızır

Sabah namazında çıktım Kozan’dan Gözüm korktu hızan oğlu hızandan Kör olmuş kahyası düşmüş izandan Yürü Sultan Hızır car günün geldi Yetiş merdan Ali car sende kaldı Atlar dizim dizim kardan çıkmıyor Kamber cevabetmiş daha gitmiyor Çağırdım pirime gelip yetmiyor Yürü Sultan Hızır car günün geldi Yetiş merdan Ali car sende kaldı Atların gözünü duman bürüdü…

Yüksek Sadakat – Babamın Evinde

Bahçede durdum az önce Kapının tam önünde Bunca yıldan sonra babamın evinde Her şey eski yerinde Bana bakmış gülerek Duvardaki resminde Anlatıyor kuma harfler çizerek Denizin tam önünde Rüzgar var sesinde Sahile koşan bu dalgalar Dörtnala atlar gibi Özgürce yaşa hayatı Süzülen kuşlar gibi Kaybolma Adressiz mektuplar gibi Kaybolma Kumlardaki harfler gibi Ve şimdi gün…

Yılmaz Morgül – Beddua

Dilerim tanrıdan gülmesin yüzün Gönlüne eş olsun dert ile hüzün Huzura ermesin benliğin özün Benden başkasını seversen eğer Sevgiden şevkatten mahrum kalasın Eşinden dostundan hep ah alasın Cennetten kovulan tek kul olasın Benden başkasını seversen eğer Özleyen arayan soran olmasın Acılar bitmesin çilen dolmasın Gönül yaraların deva bulmasın Benden başkasını seversen eğer Söz: İlkan San…

Mahsun Kırmızıgül – Kekom

Yüreğime ateş düştü yakar durulmaz Kara haber geldi dam’a düşmüşsün kekom Dertlerimiz birdir artar eksilmez Dostları arayıp bizi sormuşsun kekom Benim kekom yalnış bilmez Benim kekom kuş incitmez Boynu bükük kekom gülmez Ah dağlar üstüme üstüme yıkılır gayrı Türkülerde kaldı o eski günler Kelepçesiz olmalıydı kekom Şimdi acısına dağlar dayanmaz Paramparça oldu yiğit yürekler kekom