Tolga Çandar – İzmir’in Kavakları
İzmir’in kavakları Dökülür yaprakları Bize de derler çakırca Yakarız konakları Servim senden uzun yok Yaprağında düzün yok Gamalı da zeybek vuruldu Çakırca’ya sözüm yok
İzmir’in kavakları Dökülür yaprakları Bize de derler çakırca Yakarız konakları Servim senden uzun yok Yaprağında düzün yok Gamalı da zeybek vuruldu Çakırca’ya sözüm yok
Sevdiğimi bilmiyor Beni mutlu sanıyor Bu gönül yarasına Ne yapsam aldırmıyor Elimde adak taşı Gözyaşımla ıslandı Aşktan yana umudum Kalmadı adak taşı Bakıp bakıp halime Adak taşı ağladı Sevilmeden çok sevdim Gözlerim yaşlı kaldı Elimde adak taşı Gözyaşımla ıslandı Aşktan yana umudum Kalmadı adak taşı
Karşıda yürüyor boyu mina yar Ben güzel diyerem sen ne diyersen Saçları sırmalı güzel suna yar Ben güzel diyerem sen ne diyersen Hazalım delalım delalım yar Böyle bir güzele kıymet biçilmez Sevmesen de ondan asla geçilmez Cennetteki hurilerden seçilmez Ben güzel diyerem sen ne diyersen Hazalım delalım delalım yar Böyle bir güzele benim meyilem Kapısında…
Afşar beylerinde gördüm bir güzel Kozan ovasından çeker göçünü Kadir mevlam öğmüş kendin yaratmış Sırma ile karıştırmış saçını Göremedim altınından tuncundan Öpemedim dudağının ucundan Gözlerin sevdiğim senin ucundan Üç beş sene bekleyeyim haçın’ı Sabahleyin kalkar kendini öğer Altın saç bağların topuğun döğer Sade kaşlarıyla gözleri değer Acem ülkesinin taht-u tacını Karac’oğlan der ki oynadım güldüm…
Kırolara mırolara Ayılara dayılara Ceplerine para koyup Hergün gezen adaylara Kırolara mırolara Ayılara dayılara Hergün esen olaylara Şaşırmayın Kırlarda barlarda lüks otellerde Taksimde maksimde artık her yerde Joggingde aerobikte body buildingde Toplantıda klüplerde tuvaletlerde Ceplerinde marlboro çakmak da zippo Levisin üstüne ipek giymiş kiro Ruhu odun gövde agaç kafasi sunta Altın semer giyse bile zonta…
söyle zalim söyle az mı çektirdin bu seven gönlümü yedin bitirdin yaşamaktan bile nefret ettirdin ben yaşayamadım sende yaşama neye yarar şimdi pişman olmuşsun düştüğün hallere ağlıyormuşsun her gördüğünede yanıyormuşsun ben yaşayamadım sende yaşama bırakıpta giden sen olmadınmı giderken canımı sen almadınmı vicdanın sızlamaz sen acıdınmı ben yaşayamadım sende yaşama
(Berry/Buck/Mills/Stipe) Burn bright through the night, two pockets lead the way Two doors to go between the wall was raised today Two doors remain before your others and your own Keep these books well stocked away and take your happy home (chorus) My carpenter’s out and running about, talking to the street My pockets are…
Dinek dağı yeni geldim gurbetten Başım halas olmaz kadadan dertten Adama kemlik mi gelir merdoğlu mertten Kötülerin gölgesi olmaz dalı olmaz oy oy Yiğit attan düşer yine atlanır Yiğit olan her cefaya katlanır Yiğitin gölgesinde yiğit saklanır Kötülerin gölgesi olmaz dalı olmaz oy oy
Bir gün olmadı ki seni düşünmedim Gittiğinden beri Kalbin hep bende Hiç aklın kalmasın verdiğinden beri Çok yaşadık beraber çok şeyler yaşadık Hayaller keşfettik zor günler atlattık Kavgalar dövüşler küfürler patlattık Ama vazgeçmedik hiç bir gün bezmedik Gece gündüz kalbimde sen Seni asla bırakmam ben Yokluğunda özler bedenim Sabırla dönüşünü beklerim Niye bu kadar uzaksın…
Küçücük bir çocuktum Sebebini bilmeden Sokağa çıkamadık İhtilal oldu sandık Sonra biraz büyüdük Alfabeyi bitirdik Azı dişim çıkmıştı Sünnet bile olmuştu Kennedy öldürülmüş Migros açılmamıştı Beatles ortada yokken Ekonomi bomboktu Zeki müren ortada Bülent ersoy erkekti Vietnam savaşını Kendisiyle başlattı Süleyman (hep) başbakan(hep) Başbakan (hep) süleyman Sonra ay’a gidildi Evelallah dönüldü Suya yazı yazıldı İçimiz…