Hayattayken çocuklar Konuşmak gerek çocuklar Savaş ne demek, hiç durur mu başlarsa Kim kazanacak bu hırstan Kim ağlayacak sonunda Zamanın ruhu terkediver dünyayı Kimlerdensin, onlardan mı Petrolden mi hayattan mı Kimlerdensin, onlardan mı Yok, savaşa hiç gerek yok Yok faydası yok durmanın Büyük zorbamız durmalı Durana dek gerçeği haykırmalı Paraya, güce, savaşmaya, ölüme Doymuyor, durmuyorlar…
Bırakıp gitme dedim Beni terk etme dedim Sabuha çok bekledim Haber bile etmedin Vicdansız sabuha Sabuha sabuha Beni öldüreceksin İsmini söylemekten Tükendi son nefesim Vicdansız sabuha Sabuha sabuha.
Sönmez yüreğimde narım, ben hep alevsiz yanarım. Sönmez yüreğimde narım, ben hep alevsiz yanarım. Kurudu ömür-pınarım. Kurudu ömür-pınarım. Zalim, zalim nefis yıktı beni. Zalim, zalim nefis yıktı beni. Zalim, hayın nefis yıktı beni. Gelin görün ne haldeyim, bir çare yaban eldeyim. Bende bu nefsineyim, dert bilmem ki nasıl edeyim, Bilmem ki nasıl edeyim, Bilmem ki…
Geri döndüren gördünmü geçmişi Boşa soldurdun o nazlı gençliği Bir avuç toprak için yor kendini Dünyada ölümden başkası yalan Yalan başkası yalan Dünyada ölümden başkası yalan Zaman kendine benzetmez herkesi Hesapsız açar baharlar pembeyi Açmadığın dalda sözün geçermi Dünyada ölümden başkası yalan Yalan başkası yalan Dünyada ölümden başkası yalan Sitem etme haberi yok dağların Gözlerini…
Adem babayla Havva anadan bu yana Çok şeyler söylendi sevda üzerine Sayısız türküler yapıldı Leyla ile Mecnun Ferhat ile Şirin Hepside dertli ayrılıklarla biten ızdırap gözyaşı dolu Hani karabasan gibi insanın dünyasını karartan sıkıntılı şeylerdi Bugün Barış kardeşiniz sizlere yeni bir türkü söyleyecek Çünkü Barış gördü ki yeryüzünde en büyük gerçek Adem oğlu kızgın fırın…
Submerged in subjugated provocation Thy euphoric misfortune (tribulation) Laceration upon my flesh Diminishing lucidity unto a void of perversion The fulfilling desolation, in flames I arise! Possession, entraps my mortal soul Demented, hunger of anguish I crave The feast of 2000 years, The sin of abomination I foresee Damned in Christ’s blood, thy soul is…
Ben seni sevdugumida dünyalara bildirdum, Ben seni sevdugumida dünyalara bildirdum, endirdun kaslaruni,babani,babani mi öldürdun, endirdun kaslarini,endirdun kaslaruni,babani,babani mi öldürdun In dereye dereye de al dereden taslari, In dereye dereye oy al dereden taslari, Geçti bizden sevdaluk,al cebum,al cebumden saclari, Geçti bizden sevdaluk,gecti bizden sevdaluk,al cebum,al cebumden saclari Kiz evinun onüne serecegim kilimi, Kiz evinun onüne…
Mezarumun taşınada ne gün yosun sarilur Belki senden o zamanda gönlüm biraz ayrilur gönlüm biraz Fakat onada bugün Çok büyük şüphem vardur Sensiz bana bu dünyada mezardan bile dardur hoy Hoy hoyda hoy hoyda hoy hoyda hoy Mezarumun taşinada ismuni kazisunler Kıymasunler bu canada seni bana versunler seni bana ver Düştüm bu sevdaluğa bağrumi yakan…
Bu nasıl adalet Nasıl bir sevda Kim dayanabilir Senin aşkına Şerefsiz değilim Delikanlıyım ben Git Gitmediyse Hoşuna !! Ben senin uğruna koşardım kurşuna Kurşunu sen sıktın dertli başıma Nasıl inanmışmım sahte aşkına Emeklerim gitti boşu boşuna Hadi git yalancısın Git hayırsızsın Git birdaha gelme Sadece bir şarkı bir beste değil bu Yüreğimden geldi bu sesim…
Yeter etme bana naz göznlüm laftan anlamaz Sevmişem valla biraz senin cezan yatılmaz Başıma iş aldırma infasızm var yandırma Benim canımı yakma senin cezan yatılmaz Zaten dünya bana dar Korkum yok atarım var Herkeze giderim var Senin cezan yatılmaz Başıma iş aldırma infasızm var yandırma Benim canımı yakma senin cezan yatılmaz…