Zülfü Livaneli – Umudu Kesme Yurdundan

Nasıl başlarsa fırtına Öyle diner birdenbire Bir ışık parlar yeniden Karanlıklar arasından Umudu kesme yurdundan Şah damarı vurulsa da Dört bir yandan sarılsa da Işık yener karanlığı Bak çocukların gözlerine Umudu kesme yurdundan Kara kışın buzu bile Sürmedi sonsuza kadar Bahara döndü sonunda Filiz sürdü kar altından Umudu kesme yurdundan

Neşet Ertaş – Aydost

Aydost deyince yeri göğü inleden Muharrem ustaydı bunu bize dinleden Gönülü kırmazdı bilerekten bilmeden insan velisini neyledin dünya vay dünya Aydost sazını çalarken kendinden geçen Gönülden gönüle kapılar açan Aşkın dolusunu nefessiz içen gönül delisini neyledin dünya vay dünya Aydost garibim babamdı muharrem usta Bilirim aşıktı sevdiği dosta sazımın emaneti diyen en son nefeste sazın…

Emel Müftüoğlu – Rastgele

Bir gül bıraktım günbatımında suya Gül sereserpe uzandı kuytuya Yüreğim güvercin vakit alaca kara Rastgele dedi gönül hatıralara Feryat feryat geçiyor içimden yıllar İki gözüm iki kara bulutlarda Tenhalarda demleniyor gizli Kırık dokuk sevdalar sırlar Denizim içimde rüzgarımın gülü yok Bir ben seferde başka yolcu yok Yansıdı cama kırmızı bir hüzün Bir güvertede okuldan dönüşün…

Yusuf Güney – Bir Deli Aşk

Bak artık mutlu olmanın yolunda yol almaktayım Bitmek bilmeyen bu sevgimle Bir deli aşık olmaktayım Dilimden düşmek bilmeyen Bir kara sevda benimkisi Kalbi yakıp yıkıp bırakma Sana muhtaç yüreğimle Gidersen bu evden ben nasıl dayanırım Beni bu hallere koyup gitme yalvarırım Sen şimdi gidersen bu evden ben nasıl dayanırım Beni bu hallere koyup gitme yalvarırım…