MFÖ (Mazhar Fuat Özkan) – Piskopat

Yaşlarla yürüyorum karanlıklara Güya bıakacağım seni siyahında Yaşlarla yürüyorum karanlıklara Güya bıakacağım seni siyahında Başka kollarda, yabancı ellerdesin Dayanamıyorum, yetti gel canıma Başka kollarda, yabancı ellerdesin Dayanamıyorum, yetti gel canıma Dalıp gitmeklemi geçecek bu ömrüm Şarkılarda iççekmekmidir her günüm Sen başka sefalarda, ben bu hallerde Hep susacakmıyım, kahretmemmi kadere Sen başka sefalarda, ben bu hallerde…

bu gece çok canım sıkkındı, telefon kulağıma yapıştı, o arada bu arada tam konuştum, kimse hatrımı bana sormadı. doğru kelimeleri bulamadım ben, içini bi türlü rahatlamadım ben, ben bir ağlama duvarıyım neden, sebebi yok bende pembe gözlük çok. bir an içinden derinden kop, bir dilek tut peşinden koş, hayat seni beklemez, bu yüzden üzülmeye değmez….

Bir kere sevdi gönül Mevsim bahar olsa da Yandı tutuştu gönül Kalbi bir taş olsa da Bin kere söylüyorum Bir kere dinlesen Bak yine söylüyorum Aşk için ölmese de Değmez sana değmez Aşkın öyle çok büyük ki Kimseye boyun eğmez Bilmez kıymet bilmez Yaran öyle çok derin ki Kimse onu silemez Allah’tan kork Sevmekten kork…

şu hayat bir garip bilmece cevabı ne sende ne bende dönüp dolaşıp içinde yanıp gidicez birlikte.. adressiz bir tren durmadan giden biletsiz yolculuğa hem binerken hemde inerken insan tek başına her pencere farklı manzara sakın hiç kıskanma kimi avcı kimi de kurban iner son durakta

Seheri açılmış yerde vay senin olaydım Gövermiş yaprak altında bir uzanaydım Dalaydım uykulara dalaydım kaygısız vay Saraydım yar kollarında uyanaydım Kefeni yağmalanmışlar diller olaydım Sararmış yapraklar içinde güller olaydım Güleydim her daim güleydim mest olaydım vay Göreydim çoluk çocuk gün yüzü göreydim Dalaydım uykulara dalaydım kaygısız vay Saraydım yar kollarında uyanaydım

Güz mü geldi rengin soluk Ne tez yaprak döktün ömrüm Hep ağlarsın boynun bükük Gözyaşın derya mı ömrüm, ömrüm, ömrüm… Ne tadın ne de tuzun var Ne yaşamakta gözün var Bülbül gibi güle figan Etmekten ne çıkar ömrüm, ömrüm, ömrüm… Her kuşun bir yuvası var Hele bak ne sevdası var Yaşamaya hevesi var Neden tadın…