Pir Sultan Abdal – Bülbül Gibi Zar Eylesem

Ağlar dağlar ah Dumanlı dağlar ağlar ah Çok zaman oldu terk edileli Aşılmaz oldum ben şimdi kafdağı gibi Dağ gibiyim taş gibiyim Dimdik ayakta Sağ çıkarım sağ çıkarım Sağ kalırım sağ kalırım Senden uzakta Dağ gibiyim dağ gibiyim Anla anla ah İpince bağlar bağlar ah Ellerim bağlı aşkı aradım Bunlara nasıl dayandım hala aşığım Dağ…

Bu odada defalarca aşık oldum sana Sen inanmadın Sakin sakin sabah altı Doyasıya şimdi kavuşmak zamanı Avucun avucumun içinde Dudaklarında ellerim Ne lüzum var aşkı tarife Gündüz rüyası bu afife Senin bana kızgınlığın Boş söz sevmeyen kadın kırgınlığın Yokluğun desen bir başka Bir zaten uyku tutmaz Gece uykuları bitti bize Gündüz rüyası bu afife Bu…

Eninde sonunda dersin elbet bir gün Her şey yolunda Gülerken ben ağlarken yaran bende Her şey yolunda Ben koydum her şeyi çok zorlandım yoluna Unutmak için seni düştüm kirli kuyuma Ellerinden kurtuldum bir de baktım yeni bir yol O yol benim olsun yolun açık olsun Alışırsın yine seversin Çok mutsuzmuşsun ya rahat edersin Ben ağlarım…

İlk şahit ile giydik bu hükmü Mahkum olduysak sanki öldük mü Hakime savcıya birşey dedik mi Bizi bu dar yerden sen kurtar tanrım Binbir ümitle af bekleriz Bizde bu milletin evlatlarıyız Yıllardır kapalı kaldı kapımız Bizi bu dar yerden sen kurtar tanrım Ben ölende bir haber verin sılama Burada bir garip mahkum öldü diyerek Derdi…

zor olsa gerek ayrı olmak sanki anladım güneş doğmayacak belkide bir gün olur bugünler günah kalır sahile bitmiş bir aşk daha vurur dönmem ben sana dönmem bir daha dönmem ben sana dönmem bir daha hiçbir an hiçbir zaman sensiz olmayan kalmadı hiç sevgilim unutmadan söyleyeyim kalbim senin olsun unut sevme beni senin sözün olsun unutmadan…

Aşkın beni elden ele gezdirdi Çok dolandım bulamadım eşini Beni candan usandırdı bezdirdi Tuzlu imiş yiyemedim aşını Benim ile gezdin beni arattın Beraber oturup beraber yattın Türlü türlü güllerinden koklattın Aşık ettin gule bülbül kuşunu Altmış iki yıldır seni ararım Tukendi sabrım yoktur kararım Dağa taşa kurda kuşa sorarım Kimse bilmez hikmetini işini Her millete…