Şafak Sönmez – Gençliğim

different words empty mouths dead faces in a shadow world i’ve seen one season i’ve felt only cold i’m so alone ride over fall within shadows follow swallow me a face in the window it thinks but it’s senseless it sees but it’s blind it sounds but it’s dead mesmerized in loneliness into colourful walls…

Vuruldum düşlerine tezden gelesen Serildim yollarına incinmeyesen Derisem ‘gelmem’ de, inanmayasan Ağla beni, ağla beni Ağla beni gelirsem yar ağla beni Vurur elin acır diye kapı ördüm güller ile Sofra kurdum şarab ile. Dokunur da doymam diye döşek serdim Kendim ile yastık ettim kolum ile Koklamadan saçlarını Tatmadan hiç şarabını Sarhoş oldum, sarhoş oldum. Bağla…

sensiz ne gunlerin ne mevsimlerin yok artik degeri yok benim icin hatiri kalmasin o resimlerin yirtmadan son defa bak benim icin mademki son sozun elveda artik mademki son care ayrilmak artik ecelim elinden olmasin yazik bir yabanci gibi git benim icin gozlerine yaslar dolu versede ellerin elimde kali versede anilar yolunu kesiversede ardina bakmadan git…

Bir sofra isterim kimse sermedik Bir yayla isterim kimse konmadık Bir güzel isterim yad el değmedik Ellenmiş de bellenmişi n’ideyim Severim güzeli nice olursa Boyu uzun, beli ince olursa Severim atımı dinçce olursa Kovulmuşu yorulmuşu n’ideyim Karacaoğlan der ki kolu kırarım Nedir yüce dağlar size zararım Ararsam pınarın gözün ararım Bulanmış da durulmuşu n’ideyim

Takvimler saatler durdular odamda Kahreden ayrılık felaket akşamında Günlerdir aklım başımda değil Düğümlenip kaldın dudaklarımda Kaç kez uzandı ellerim telefona Vazgeçtim hep son anda Sadece duymayı istedim sesini Kimbilir belki de bekliyordun beni

There’s never a day, that’s passing my way That I never need it My hands on the wheel, my foot’s on the steel ‘Cause I gotta feel it [REFRAIN:] The rock rolls forever on – ooh, forever on Like thunder – coming down, ooh, yeah The rock rolls forever on – ooh, forever on Like…