Catherine Wheel, The – Tongue Twisted

Yuvasız kuşlar misali Dolandım kapının önünde Ne çok şeyden geçmişim Kendimden de Tanrı verdi bu canı Bir tek o almalı Senden geçtim sanma Ölsem bile Taşınmaz bu yük bir daha Mutluluk zor hayatta Anladım sevmek ne zor Gidemezsin de Ne yıldızlar söndü ben sönmedim Ne yağmurlar yadı ben dinmedim Ne fırtınalar koptu bir tek ağaç…

Gönül dağı yağmur yağmur varan olunca Akar can üstüne sel gizli gizli Bir tenhada can cananı bulunca Sinemi yaralar yar oy yar oy yar oy yar Dil gizli gizli Dil gizli gizli Sinemi yaralar yar oy yar oy yar oy yar Dil gizli gizli Dil gizli gizli Dost elinden gel olmazsa varılmaz Rızasız bahçenin gülü…

Aşkın ile aşıklar yansın ya resul Allah İçip aşkın şarabın kansın ya resul Allah Aşk yunusun canı ilmi şefaat kanı Âlemlerin sultanı sensin ya resul Allah Allah sensin ya resul Allah Aşk yunusun canı ilmi şefaat kanı Âlemlerin sultanı sensin ya resul Allah Allah sensin ya resul Allah Şu seni seven kişi verir yoluna başı…

Dertliyim ruhuma hicrânımı sardım da yine İnlerim şimdi uzaklarda solan gün gibiyim Gecenin rengini kattım içimin matemine Sönen ümid ile günden güne ölgün gibiyim Bahtımın yıldızı sanmıştım seni Sensiz karanlıktır her günüm, Leyla Ayrılık Mecnun’a döndürdü beni Dertliyim yürekten, üzgünüm Leyla

Erzurumun dadaşı meşurdur oltu taşı Her dertlere devadır ketesi kesme aşı Her dertlere devadır can kebab ayran aşı Padişahın kavuğu bizim köyün çil tavuğu Bıyıkları da dondurur erzurumun soğuğu Ağam dökelir harı dedem çeker başbarı Eben evde pişirmiş gidek yiyek boranı Padişahın kavuğu bizim köyün çil tavuğu Bıyıkları da dondurur erzurumun soğuğu.

Canım ey canım ey Canım eylen ey Evimi başıma yıkıp giden hey Kapkara büyürken Geceler derinden Canımı içimden Alıp giden hey Ay gidiyor Güllerim kanıyor Gün yüzünü dönüyor Ay gidiyor Günlerim yanıyor Gül yüzün dönmüyor Canım ey canım ey Yanan ömrüm ey İçime ateşi Koyup giden hey Sessizce büyürken Avluda cehennem Güneşi koluna Takıp gelsen…