Hatice – Şeker Oğlan

The mountain is steep the ditches are deep The task in hand is making us weep But here’s a promise (I intend to keep / That I mean to keep) Seed it in your mind and say it each night Before you sleep: we will climb higher in time (och!) You’ve got a head full…

Dertliyim ruhuma hicrânımı sardım da yine İnlerim şimdi uzaklarda solan gün gibiyim Gecenin rengini kattım içimin matemine Sönen ümid ile günden güne ölgün gibiyim Bahtımın yıldızı sanmıştım seni Sensiz karanlıktır her günüm, Leyla Ayrılık Mecnun’a döndürdü beni Dertliyim yürekten, üzgünüm Leyla

Sokrat St: Çığırımdan çıktığım an çıkar ağzımdan sure yaşam uzun değil gelip son bir bardak su ver dediğim gibi yaşam en fazla yüzyıl sürer can çekişin en fazla on dakka sürer bak genç bak evlat yanlış yoldasın tamam gerek bütün garibanın gerek korunması bak genç bak evlat yanlış olmasın bi gün aç açıkta kalırsın korumasız…

Rapim aldı beni benden vardım gerçeğin doruklarına, yukarıda beni küçümsercesine bakan onca sinsi insan, düşmancasına rapimi bilmeden alay eden subjektifte yok olan, beyni ufalanan antirealist. Savaşın içinde dost arayan karşı taraf oda askeri gibi bocalayan bunca kişi yeah. Poponun kültüründe medyanın şebekleri, rapi aşağılayan kültür acizi oku cümleleri, sözlerinde silah barındıran rapin askeri gerçeği kurşuncasına…

dalları ayaz alır yüreğimi bir ince keder aman gül seni yazar bülbül çilesine büyür iç eder aman bir dokunursa bin aşka boyar rengimi ellerinin ateşi bir bahar akşamıdır bana gam gözlerineyse batan güneşi ben yanarım küllerini savurur içimdeki köz sönse de gün ay ben sönemem dilde mühür yollara sürülür ah içimdeki söz söylese o ben…

Mary had a baby Mary had a baby Mary had a baby People, keep a comin’ and the train done gone Laid him in a manger Laid him in a manger Laid him in a manger, oh lord People, keep a comin’ and the train done gone Shepherds came to see him Shepherds came to…