Apulanta – MennääN EläIntarhaan
Beibe menn
Beibe menn
Mecnun Leylası’nı arar Aslı saçlarını tarar Beni bir titreme sarar Bu diyarda bu diyarda Sevda yakar saza gelir Kurtlar kuşlar söze gelir Dağlar bile dize gelir Bu diyarda bu diyarda Suyun akışı başkadır Gülün kokuşu başkadır Kızın bakışı başkadır Bu diyarda bu diyarda Bu diyara bu diyara Canım kurban bu diyara
Ne dedim gül yüzlüm yüzümden bezdin Aşığı vurmaya silahlar dizdin Aldın neşterleri derimi yüzdün Ötme garip bülbül ben yaralıyam Ben gidersem yaşın yaşın ağlama Ciğerimi aşk oduna dağlama Cümle dostlar gitti beni eğleme Gelin rıza ile gönderin beni Ben gidersem sizin eller yurt olsun Etrafınız ey dost hep kurtlar dolsun Ben gidersem yüreği’ze dert olsun…
Armudun dibi kuyu Uyu sevdiğim uyu Bana sarhoş diyorlar İçtiğim üzüm suyu Oy havar havar Havar demekte ne var Elin elime değse Üç aylık yolda ne var.
Kalbim seninle uçar gider göğsüne tutamla çiçek yağar Gözyaşı dökmez yüce dağlar sana ne oldu babam Gözlerin senin sinem derya kalbimde kaynar tüm sözlerin Gökteki güneş sana bakar onurun benimle yaşar Zamansız eser rüzgâr rüzgar Allah’ım beni g*tür ona Başımda dursun sıcak eli Sen sesimi duy sen topraktan kalk Hazır değilim inan!
Gizleye gizleye sır zaman aşımına uğradı. Elimde titreye titreye hazırlıklı kalp düşmeye. Gönül küsmeye, yüzüm gülmeye çalışır. Görür ama konuşamaz, dili tıkalı kalır. Azılı katil gibi şüphelere alışır. Yine görür o kadını, sebebini bilmeden ağlar bu sefer kendine sataşır. Suçlu vicdandır ! Göz suçluyu aramaz zaten. Ben bilirim ciğerini, son kuruşuna kadar ödedim. Seni ben…
Yok başka yerin lütfü ne yazdan ne de kıştan Yok başka yerin lütfü ne yazdan ne de kıştan Bir tatlı huzur almaya geldik Kalamış’tan Ah Kalamış’tan Yok zerre teselli ne gülüşten ne bakıştan Bir tatlı huzur almaya geldik Kalamış’tan Ah Kalamış’tan Istanbulu sevmezse gönül aşkı ne anlar Aşkı ne anlar Düşsün suya yer yer erisin…
6 Comments