İntizar – Gülüm

Sevdaya sevda gerek Sevdaya yürek gerek Sevda salkım söğütte Salkım söğütte yürek Sevda sevgiye erende Buğdaya gebe başaktır Davul zurna düğün dernek Yeni bir yaşam demektir Sevda pervane için Onu yakan ışıktı Ölümü göze aldı Çünkü ona aşıktı Çağıl çağıl akan dere Vadinin düzünde durdu Sevdalandı salkım söğüt Onda saçlarını yondu

İnsan bu su misali kıvrım kıvrım akar ya Bir yanda akan benim öbür yanda Sakarya Yol onun, varlık onun gerisi hep angarya Yüz üstü çok süründün, ayağa kalk Sakarya İnsan bu su misali kıvrım kıvrım akar ya Bir yanda akan benim öbür yanda Sakarya Su iner yokuşlardan, hep basamak basamak Benimse alın yazım yokuşlarda susamak…

O gün seni gördüm ya, Kıyametler koptu içimde Bir soru geldi bana gözlerinden Sanki yer oynadı yerinden Aklım bir an durakladı Deliriyorum Zincir vurulmaz rüzgara Karşı konulmaz bu aşka Çaresi yok bunun başka Elimiz mahkum Yaşanacak bu aşk bitecek Neden bu raslantı neden? Hiç zamansız ve de anlamsız Açması çok, hiçte çaresi yok Hep yokuş,…

Bağışla sevdiğim hakkı seversen Ağlatma garibi eller içinde Hep bizi söyleşir bu devr-i alem Beni destan ettin diller içinde Hasretin sineme yaralar açtı Kaybettim aklımı fikrim dolaştı Aktı gözüm yaşı sele karıştı Dost eline gider seller içinde Yıllar yılı çektim bu zalim derdi Yandı Kerem gibi gönlümün yurdu Eller dost bağında gülünü derdi Benim gülüm…

Yumdum gözümü karşıki dağlara Aşk uzaklarda ufukta Bir deli sevda deli poyraz altında Sevdalan sev dibine kadar Hasret biter acı olur Kışlar biter yazlar olur Sitem olur sözlerinde hey Bir ufacık poyraz esti Düştü dalından sevdalar Düş dediğin geldi geçti Esti sonbahar

Son zamanlar yaptıklarıma bakma ne olursun, Benim aklım başımda değil Sana söylediklerimi kafana takma ne olursun, Onlar ipe, sapa gelir şeyler değil Seni sevmiyorum dedim yalandı, İstemiyorum artık, palavra Ellerimde çiçekler,kapında sırılsıklam Görürsen bir gün şaşırma Beni böyle çaresiz, beni böyle derbeder, Beni böyle ortalarda bırakma