Murat İnce – Adı Yalnızlık

Kapıdan o girişin bugün gibi aklımda Kamaşmıştı gözlerim bir anda Aydınlattın yalnızlıktan bunalmış ruhumu Tam zamanında Bakışın bir tuhaftı ,beni çok utandırdı Kaçırdım gözlerimi olmadı Sönmüş alev gibiydi önceden Seninle alev aldı Çok mutluyum inan Yanımdasın heran Yeniden doğmuş gibiyim Dursun zaman Çok mutluyum inan Yanımdasın heran Demekki yaşatan bizi sevgi Bu sevgi bu sevgi

Bir gün bir yıl geçmedi Sensizlik bezdirdi Elbet unutursun dediler Ama bitmedi Çok beklettin sen beni Özlettin kendini Sanma diner bu sevda Aşkım sönmedi Sevgi mi aşk mı bu anlat Yeter artık beklediğim Sevgi mi aşk mı bu anlat Yeter özlediğim

git gözümün alası git elimin kınası gidişin kurtuluşudur bu ülkenin gidişin özgürlüğüdür bu ülkenin yükünü hazırladım bak ırgat memo’nun alın teri işçi recep’in nasırlı eli zeynep çocuğun yalın ayağı al bu da madencinin kara gözleri yüreğin mavzer omuzunda sevdan mor nakışlı bir kilim var dağların yücesine vur zalimin gecesine git gözümün alası git elimin kınası…

Geç olsada anladım asıl hata benmişim Kalbimi boşa yormuşum senle ziyan etmişim Belli aşktan bi haber taştan bir duvar kalbin Olan oldu bitirdim önemi yok geçmişin Bir gün için yanarsa Gözlerin beni ararsa O değerli zamanını Harcama boşa Senin aşkın tarihimde yüz karası Mutlu günlerim varla yok arası Sabah akşam arasanda umurumda değil Öyle kolay…

Şu göğsüm yırtılıp baksan Dikenler aynı güldendir Şikayet bilmeyen kalbim Kanar hep aynı eldendir Bu dertten kurtulan yok mu Dualar hangi dildendir Şikayet bilmeyen kalbim Kanar hep aynı eldendir

Yazık sana nasılda gittin En güzel yerinde aşkımızın nasılda bittin Yazık bana nasılda sevdim En güzel yerinde hayatımı nasıl maffettin Sen hep yalan söyledin Ama ben hep inandım Sen hiç beni sevmedin Bende bir başkasını Zulmünün başı sonu yok bana neler edersin Senin insafın allahın damı yok bırakıpta gidersin Bugün böyle yarın neler olur bilemezsin…