Erdal Güney – Ala Gözde Ala

Güz yaklaşırken havalar serinlediği zaman Biri dünyayı havaya uçurmadan önce Sevmem lazım sevmem lazım Aşık olmam sevmem Sevilmem lazım Serzenişte bulunmak boşuna Aşık olmam sevmem Sevilmem lazım Geç kalmalar neye yarar ki sonra Huysuzlaşmadan Daha fazla aksileşmeden Yaşlanmış duygularla Bir yanım kör olmadan Sevmem lazım sevmem lazım

dur suratındaki benim rapin yarası paslan medet ummaki rapin boktur parası teslim edilmiyor numarası kapalı siktir çekemeden elden kaçıverir evden takıver belden . dizin üstüne çökmüş yalvarır altını bulamadan ve neden ağlamaklı gözlerine değinmekte kapalı bir odanın içinemi hapsolmuş?_ denemelerini yak kaybol ve erimelerine engel ol buzların her bir tanesi koz senin aramada çorlu posse…

Bu şehir bu akşam Issız karanlık Dışarıda kar yağıyor Usul usul Sokaklar kederli sen yoksun diye Mecnundan keremden Bin beter oldum Sen gittin gideli çalmıyor sazım Ne bir haber ne bir ses Ne bir nefes Tütün sarmış tütürmüşüm efkardan Mecnundan keremden Bin beter oldum Yanarım yanarım körtalihime Dön gel artık dön gel Bak şu halime…

Nasılsın nasıl gitti? Alıştın mı sen de? Rahat mısın artık İstanbul’da? Evlenmişsin, nasıl oldu? Bulabildin mi sonunda? Hep anlattığın o meşhur huzuru İyiyim ben Hep aynı şeyler işte Uyku hapları Yalan dolan gülümsemeler İyiyim ben Hem sen tanırsın beni Ne yapsam ne söylesem O geç kalmışlık hissi Son defa görsem seni Kaybolsam yüzünde Son defa…

Gülüm lütfetti mi mutluluk sende kalsın Keder benimle beraber kader sende kalsın Dilimde bal, Canımdan al Benim topal Yanımda kal Ve iftira eder Bu darbeler ve der yeter Beden buldu hastalık Bedel öder yas kalır Neden yürek kaskatı Ve ben öldüm aslanım Yeni bedenime beni bu kapıdan içeri çekecek Acaba nedeni kara sorma bana yordam…

Meşelidir engin de dağlar meşeli Üç yıl oldu ben bu derde düşeli Yumurtanın kulbu yok Gözlerimde uyku yok Sür gemici gemiyi Hiç kimseden korkum yok Yumurtanın sarısı Yere düştü yarısı Sarısından fayda yok Kaç gel gece yarısı Üç giderime beş ardıma bakarım Gözlerimden kanlı yaşlar dökerim Yumurtanın kulbu yok Gözlerimde uyku yok Sür gemici gemiyi…