Emel Sayın – Cilvelisin

Yalnızım ben yalnızım Şu koskoca dünyada Ne anam var nede babam Yetim öksüz kalmışam Ne anam var ne de babam Yapayalnız kalmışam Garip garip dolaşırım Kimse sormaz halimi Felek böyle istedi Çekiyorum her derdi Anasızım babasızım Ben doğuştan kadersizim Felek zalim dünya acı Yalnızım ben yalnızım Gönlüm acı keder dolu Gariplerin bükük boynu Kimsesizlik ne…

Irmak sıra kum sıra Gitti yarim mısıra Koyun olsam yayılsam Gülümün ardı sıra Şeker olsam erisem Yavrum içtiğin suya O fidan boylarına Bakayım doya doya Yayla çiçeği misin Yavrum salın gel bana Kör olası gözleri Kül oldum yana yana Anan baban ben miyim Gız sana yana yana Bahçesinin dibine Gül ektim birer birer Sallanıp gidişleri…

The bird that plucked the Olive Leaf (has) been circlin’ like a record ’round the spindle of my mind where the needle’s worn the grooves too deep, and scratched the wax that’s blistered from the heat besides. From any movement in the room – if my cat walked by the arm skipped but to my…

O bir aşk hayal gibi binbir gecelerden bir masal perisi gerçek oldu birden o bir rüya gibi bana bir armağan gecelerde ışığım o onsuz yaşayamam öyle farklısın ki saçında yıldızlar öyle benimsinki kimse alamaz öyle yalnızdım ben suskundu geceler sana rastlamadan önce çok uzaktı gökler habibti inti hayeti habibti inti nur ayni ena habik kıl…

Kader gemisine yüküm yükledim Hasta hasta götürdü beni Deryalar aştım denizleri geçtim Tuttuda bir kaşık suda batırdı beni Bir kaşık suda batırdı beni Aman aman aman aman derdol aman aman Deryalar geçtim denizleri aştımda Tuttuda bir kaşık suda batırdı beni Vay beni beni belalı beni Benimle kol kola gezdi dertlerim Derde derman diye derdime ekledim…

Güleyirum haline katula katula Bi sözü geçiremedun karuna Daha niye vermedun ağızının payını Vermeyisu Ula ula ula ula Sen bir kalori bile etmeyusun Ula ula ula Bu alemin lıght erkeğusun Ne oldu sana Ne oldu böyle Nerde o eski taş fırın erkeği Bir anda oldu lıght erkeği