Öztürk – Bir Anda

Uykum yok kafam güzel sabah erken Damlalar denize çiselerken Yalnizim bir kaç saat daha.. Bu sahilde biraktim seni dün gece Öptüm son kez sessizce Yüzünde o sahte gülümsemeyle Gümüs renkli güne baslarken yagmura karsi aglarken Kokun var üstümde safakta bu sahilde

Tears run dry silently from your face. Tears run dry silently from your face, from your grace. Dry. Let us fly, fly away from all this sorrow. Let us try, try it now and not tomorrow. Let us breathe this concentrate of freedom, let us dive into the endless sky. T houghts remain and those…

Deep inside the silence staring out upon the sea the waves are washing over half forgotten memory Deep within the moment laughter floats upon the breeze rising and falling dying down within me and I swear I never knew, I never knew how it could be and all this time all I had inside was…

kırk yaşımdan sora köşkü sarayı verecekmiş bana kendinin olsun ömür boyu ezim ezdiren merhamete gelmiş hiç gelmez olsun neye yarar artık iş işten geçti bitmez dedigimiz sevdalar bitti ömür bir hızınan geldi de geçti seneler asırlar kendinin olsun yar dedim yara açtı bagrıma tuzlar ekti benim yaralarıma güller ekecekmiş gönül bagıma lalesi sümbülü kendinin olsun…

Nasilda korkmustuk seninle Zamansiz bir kopustan Yolunda gider her sey, Aydinliga donersen. Bir gun, bir yer, unutulmustur tüm yuzler, Aklimda kalmis bu sozler, Bizler, karanliktan korkan bebekler, Uyandik birden bire guzellik uykusundan Sakin kurtulduk sanma gecmisin tortusundan. Bir gun, bir yer, unutulmustur tum yuzler, Aklimda kalmis bu sozler, Bizler, karanliktan korkan bebekler.

Should auld acquaintance be forgot, and never brought to mind? Should auld acquaintance be forgot and days of auld lang syne? For auld lang syne, my dear, For auld lang syne, We’ll take a cup o’ kindness yet For auld lang syne. We twa hae run aboot the braes And pou’d the gowans fine; we’ve…