Ride, crawl, walk into the cave
Fight to find the reasons that you hate
In your modern life of your modern time
You deny all things what it gave
In your comfort shelter only you feel safe
Blind eyes say maybe it’s too late
Walk into the cave
Go back, go back
Primitivism rising
For modern times
Kill your neighbour with your hands
Worship all gods, bleed lambs
Explore the war
Explore the war
Destroy the world again, again
Walk into the cave
Tası Suya Daldırdım (Yar Yar) Doldu Diye Galdırdım (Can Can) Tas Derin Suyu Serin (Yar Yar) Yar İçme Sizin Suyu Can Can Yeminli Yeminlidir (Yar Yar) Yeminlidir Yeminlidir (Can Can) Altın Tasın Kenarı (Yar Yar) İçine Sıktım Narı (Can Can) Pek Ziyade Sever İken (Yar Yar) Küstürdüm Nazlı Yari (Can Can) Yeminli Yeminlidir (Yar Yar)…
Yok başka yerin lütfü ne yazdan ne de kıştan Yok başka yerin lütfü ne yazdan ne de kıştan Bir tatlı huzur almaya geldik Kalamış’tan Ah Kalamış’tan Yok zerre teselli ne gülüşten ne bakıştan Bir tatlı huzur almaya geldik Kalamış’tan Ah Kalamış’tan Istanbulu sevmezse gönül aşkı ne anlar Aşkı ne anlar Düşsün suya yer yer erisin…
(James Taylor) Shall I tell it again how we started as friends Who would run into one another now and again At the Yippee Cai O or the Mesa Dupree Or a dozen different everyday places to be I was loping along living alone We were ever so brave on the telephone Would you care…
Bu dünya fanidir geldik bekleriz Derdimize bin dert ekler gideriz Sevaptan çok günahını çekeriz Yar yoludur aşk yoludur gideriz Doldur doldur kardaş içelim İçelimde kendimizden göçelim Böyle gelmiş dünya hep böyle gider İçelimde kendimizden geçelim Her sevenin bir derdi var dinleriz Hayat boyu işimiz budur gideriz Sevaptan çok günahları çekeriz Dünya yalan dünyasıdır gideriz Doldur…
Zalim, ne hale getirdin arap atı gibi koştum Sende ümidi görünce nasıl havalara uçtum Melekti yüzü, Sevine sevine sana teslim olunca değişti yüzün Hoşcakal dedim ama boşta kal diye bir dilek tuttum Sen köşelerde yalnız bitap düştün yoruldun oh olsun Hoşcakal dedim ama boşta kal diye bir dilek tuttum Sen köşelerde yalnız bitap düştün yoruldun…
Roses pressed in a Bible bring me sweet mem’ries of you Roses withered and faded as same as a love I once knew Yesterday’s roses covered with teardrops Yesterday’s teardrops sparkle like dew I’ll always treasure yesterday’s roses Telling a story that never came true [ steel ] Sometimes when I’m alone dear my poor…