Everything But The Girl – A Country Mile

I don’t need a whole lotta money I don’t need a big, fine car I got everything that a girl could want I got more than I could ask for I don’t have to run around I don’t have to stay out all night Cause I got a sweet, sweet lovin man And he knows…

You took a trip and climbed a tree At Robert Sledge’s party And there you stayed till morning came And you were not the same after that You gave your life to Jesus Christ And after all your friends went home You came down, you looked around And you were not the same after that…

(BROWNE) Like a crowd when the pin drops Like a ride that you can’t get off High wire on a high hope Tight walk on a tight rope Cold night make you breathe in Hot lights make the show begin Catch your breath as your heart stops It’s what you want but it’s never enough…

Doğdu’nun düzüne yağmaz mı dolu Yarinden ayrılan olmaz mı deli Günde üç beş kere gördüğüm yari Şimdi alt’aylara katlandım gayri Ah amanın a yarim At olur da depmez mi Yar olur da öpmez mi Yarin öptüğü yerde Mor menevşe bitmez mi Karşı dağda badem gülüp duruyor Yaprağı dalında solup duruyor Bir iyiyi bir kötüye vermişler…

Canım ister birisini Fıkır fıkır çiftetelli Deli dolu olması lazım Şıkır şıkır Döktürmesi lazım Döktür döktür şimdi eller havaya Döktür döktür parmaklar şıplatmaya Döktür döktür elleri dizlere vurmaya Olmadı şimdi hep beraber bir daha Döktür döktür şimdi eller havaya Döktür döktür parmaklar şıplatmaya Döktür döktür elleri dizlere vurmaya Şimdi oldu devamı da az sonra

yanıyor duvarlar beton yanıyor bombalar yağıyor duman çöküyor cehennemi dünyada yaşıyoruz biz kahkahalar atıyor zebanilerimiz biz altı kadındık mahpus damında açlığımızla yürürdük halkın bağrına yüreğimiz yanarken vatan aşkıyla bedenimizi yaktılar kahkahalarla seni çok sevdik ey güzel vatan ekmeğini hasretini sevdalarını aynı hasret için ölebiliriz aynı sevda için ölebiliriz yoksulluğumuz kardeştir bizim aynı kurşunlarla vururlar bizi…