Dün geceki yağmurda hep seni andım
Geçmişi hayal edip maziye daldım
Pencerenin önünde içtim ağladım
Hatıran benimleydi kollarım sensiz
Boş yere gururlanıp terkettin beni
Dost değil düşmanıma kul ettin beni
Taştan katı yüreğin kahretti beni
Dualarım seninle bedduam sensiz
Kulaklarımda biran sesini duydum
Kaybettim benliğimi saçımı yoldum
Belki gelirsin diye yolunda durdum
Gelmeyince kendimi içkiye(kedere) vurdum
DİLERİ KIZ SEN YAŞAYAMASSIN YAŞAYIPTA GÜLMEYESİN SEN EVLENDİĞİNDE IŞIK VE ÇİÇEK OLMAYASIN KIZ CEFUKAYA ÇIKTIĞINDA KUMAR AĞACINDAN YAPRAK KOPART SIRTINI AŞANA KADAR TEKRAR TEKRAR GERİ BAK
I’ll never take part in the growing population or waste my time with further education. Forget what we know it’s just a big show what they want to control, so jaded frustrated, it’s all so complicated. fashion no passion surrounds me. All I know is I’ve heard this all before reality’s a bore. You ask…
uyku girmedi gözüme yine dün gece seni düşündüm ay ışığı sardı kenti bütün gece üşüdüm seni düşündüm al götür beni sar ısıt beni yağmurunda ıslandığımız yollarında yürüdüğümüz ılık rüzgarları deniz kokan kente ben burada sen orada hasret bitmez büyür sevda Söz & Müzik: Nejat Yavaşaoğulları
Artık mahvolucak kararlarım var Kabul ettim çare ve zararlarıyla İstediğim tek şey gitmek burdan ve Düşünmemek seni unutmak yani tam anlamıyla Takılalım der çok kadın ve bir çok ortam Git ol orda uzak dur diyemiyorum ki yok olmaz Beni seven çok iyi insalarda var Ama sen yoksan eğer hiçbirinden bir bok olmaz Aşk sanıyordum ikimizde…
Tüm şehir yeniden kuruluyordu adeta, yepyeni camiler, medreseler ,kütüphaneler, hastaneler, kervansaraylar yeni sahipleriyle buluşuyordu. Filozoflar, Ressamlar, Astrologlar, Şairler ve niceleri ruhlarındaki coşkularıyla hep birlikte çağı değiştiriyorlardı. Rönesansın ilk kıvılcımları ateşe dönüşmek üzere idi.
instrumental